Tarihi Rota Kekova

Kekova Adası ve Kale (antik Simena) güneşi, Antalya’nın batısında yüzmek için ve büyüleyici tarihi kalıntıları bir arada arayan gezginler için tarihsel bir rotadır. Birçok tekne Kaş’tan seferler düzenler ancak yolculuk Demre limanı Çayağzı’ndan çok daha kısadır. Taşlı kıyı şeridi boyunca, tekneler bir mağarada durabilir veya ara sıra keçileri veya köylülerin kömür yapmak için kullandıkları için için yanan piramitleri görebilirsiniz.

Adanın anakaraya bakan kenarı boyunca, bir Likya batık kentinin büyüleyici yarı batık kalıntıları ile Bizans döneminden kalan bazı kalıntılar bulunmaktadır. Burada yüzemezsiniz çünkü geçmişte birçok ziyaretçi hatıra olarak yanlarında bir parça antik kalıntı aldı.  Kekova’ya araba ile gelmeniz durumunda, batık şehri ve ayrıca Simena’yı ziyaret etmek için Üçağız köyündeki küçük teknelerden birini kiralayabilirsiniz.

Kekova’nın karşısında, anakarada, bugünkü Uçağız’ın yakınında, Teimiussa’da kıyı şeridi boyunca uzanan sandık tipi mezarlarla büyüleyici bir Likya nekropolü yer almaktadır. Buraya Kaş ve Demre arasındaki ana yoldan, tabelası bulunan parkurla da ulaşılabilir. Tekne turu yapılırsa olağanüstü gün doğumu ve gün batımı manzaralarına hazır olun.

Bugün Kekova, tarihin ve doğa ile iç içe olan denizcilerin uğrak yeridir. Tekne ve guletlerin uğrak yeridir. Yat Kiralama hizmeti ile ilgili firmamızdan bilgi alabilirsiniz.

Kekova Tarihi

Kekova sadece muhteşem turkuaz denizi ile değil, aynı zamanda antik ve gizemli batık şehri ile de bilinir. Her yaz, ziyaretçiler, bir zamanlar gelişen bir şehrin kalıntılarını görmek için suya bakmak için Gulet turlarına gelirler ve şimdi tamamen su altında, varlığından bahsetmek için karada sadece birkaç kalıntı bulunur.

Kekova, Türkiye’nin Akdeniz kıyı şeridinde, aynı adı taşıyan adanın yanı sıra Kaleköy ve Üçağız köylerini içeren geniş bir bölgedir. 1990 yılında TC Çevre ve Orman Bakanlığı’nın özel koruma alanları kapsamına alınmasından bu yana bölge, çarpıcı doğal ve kültürel güzellikleri nedeniyle ziyaretçiler arasında oldukça popüler hale geldi. Aslında 20. yüzyılın başlarında, Kekova için savaşırken İtalyanlar bile Kekova’nın değerinin farkındaydı; sonunda İtalya ile Türkiye arasındaki 1932 Sözleşmesi’nden sonra Türkiye’de kaldı.

Kekova adasının kuzey tarafında, 2. yüzyılda meydana gelen bir deprem nedeniyle kısmen denizlerin kapladığı eski bir Likya yerleşimi olan Dolchiste’nin sualtı kalıntılarına rastlayacaksınız. Dolchiste Bizans döneminde yeniden inşa edilip yeniden hayat bulsa da, bölgedeki Arapların tehdidi, sakinlerinin kasabalarını terk etmelerine neden oldu.

Turkuaz Mavisi Kekova

Sadece deniz yoluyla ulaşılabilen Gulet turları, doğanın hala bozulmamış olduğu bir diğer çok popüler sahil kasabası Kaş’tan düzenli olarak gelmektedir. Batık kalıntıların etrafında yüzmek yasak olsa da, onları seyretmek ve fotoğraf çekmek oldukça büyük bir deneyim.

Ancak Tersane Koyu’nda ziyaretçiler yüzebilir ve antik bir Bizans kilisesinin kalıntılarını yakından görebilir, Akvaryum Koyu da berrak sulara dalmak için mükemmel bir noktadır. Kaş’tan tekne turu ile Kekova’ya ulaşmak istemiyorsanız, Dalaman’a (en yakın havaalanı) da uçabilir ve Kaleköy veya Üçağız köylerinde mütevazı bir pansiyonda kalabilirsiniz. Oradan, gizemli batık kasabaya küçük bir tekne kiralayarak veya daha çok tavsiye edilen bir seçenek olarak, kano kiralayarak ve manzaraları kendi hızınızda alarak erişilebilir.

Kekova, yanardöner turkuaz suları içindeki güzel batık şehrin yanı sıra sayısız koy ve koyları ile tarihi kalesi ile Kaleköy köyü ile de ünlüdür. Su kenarındaki bu pastoral köyde, çiçeklerle bezenmiş sahil restoranları, terakota çatılı küçük evler ve dar sokaklar da göze çarpıyor. Kale ise Rodos Şövalyeleri tarafından yaptırılan başka bir Likya yapısının kalıntıları üzerinde yer almaktadır.